Bir pazar gecesi...
Haftanın maç özetleri yine televizyonlarda bu saatlerde baba; sanırım şimdilerde o kadar da tutkunu olmazdın futbolun... Bilmiyorum ki, tahmin benimki.
Sana kızıyorum, küsüyorum bazen ama yine en çok seninle paylaşıyorum içimdekileri. Yaşadığım her şeye eşlik ettiğini biliyorum; ilk kez çok uzaklara gittiğimde yalnız değildim örneğin, kızın olmanın gücünü yeşertmiştim susuz kurak topraklarda.
Sesini unutur muyum diye çok korkuyordum; unutmadım.Sesin, kahkahadan katılırken kesik kesik gelir, afacan bir çocuğa dönüştürürdü seni; gözlerin gibi, onlar da hep çocuk bakardı çünkü.
Baba, ben anne oldum. Gözümden kızım için akan her damlada seni de anlamıştım artık. Şimdi şöyle oturup konuşsak, biriken neler var neler...
Kolum kırılmıştı hani; düşmüştüm ve kırılmıştı, hiç de tedavisi olmayan bir şey değildi; alçıydı ameliyattı derken geçip gidecekti işte ne vardı ki bunda...
Sen bir kırık kola ağlamışsın hüngür hüngür... Merdiven basamağına oturup, başın iki elin arasında ağla babam ağla... Çocukken o kadar gülmüştüm ki içimden, o kadar komik gelmişti ki bana; bir türlü anlayamıyordum.
Anladım seni baba; bir kahkahaya ağlarken anladım hem de. Onu ilk kez görünce anladım, ilk gülüşüyle anladım, elini tuttuğumda, onu kokladığımda anladım...
Ellerini ve gözlerini vermişsin Leyla'ya... Teşekkür ederim.
Uykudan önce mum diktim eline, üfledik birlikte; uykuya dalarken yavaşça söndü.
Fısıldadım kulağına; "iyi ki doğdun dedeciğim..."
Yorumlar
Yorum Gönder